Kişiselleştirilmiş üretim, tüketicilere özel ihtiyaçlarına ve isteklerine göre ürünler sunma yaklaşımıdır. Teknolojinin gelişmesi, üretim süreçlerinin ve yöntemlerinin evrilmesi sayesinde, şirketler artık daha kişisel ve özelleştirilmiş ürünler üretebilmektedir. Bu trend, son yıllarda özellikle hız kazanmıştır ve birçok sektörde kendini göstermektedir.
Depo yönetimi, ürünlerin, materyallerin ve bilgilerin bir depoda veya dağıtım merkezinde etkili ve verimli bir şekilde hareketini, saklanmasını ve işlenmesini içeren faaliyetleri kapsar. Depo yönetimi, stok kontrolünden, sipariş toplamaya, ambalajlamadan sevkiyata kadar bir dizi işlemi içerir.
Mezanin (Katlı) raf sistemleri, depo, atölye, fabrika gibi geniş alanlarda mevcut alanın daha etkili ve verimli bir şekilde kullanılmasını sağlamak için tasarlanmış çok katlı raf sistemleridir. Bu sistemler, yüksek tavanlı yapılarda ekstra depolama alanı oluşturmak için kullanılır.
"Agile" ve "Scrum", yazılım geliştirme süreçlerini ve proje yönetimini tanımlayan iki yaklaşımdır. Her ikisi de esneklik, adaptasyon ve işbirliği üzerine odaklanır, ancak her birinin kendi özellikleri ve uygulama yöntemleri vardır.
"Stoğun depoda yaşlanma süresini optimize etmek" ifadesi, stokların depoda fazla zaman geçirmeden döndürülmesi gerektiğini ifade eder. Bir stok ne kadar uzun süre depoda kalırsa, o kadar çok maliyet oluşturur. Bu maliyetler depolama maliyetleri, sermaye maliyetleri ve potansiyel olarak ürünün değer kaybı olabilir. Efektif stok planlaması, doğru miktarda ürünü doğru zamanda depoda bulundurmayı ifade eder.
Depo yönetiminde büyük veri analitiği, operasyonel verimliliği artırmak, maliyetleri azaltmak ve genel depo performansını optimize etmek için kritik bir rol oynar. Depo içerisinde birçok farklı süreç, faaliyet ve görev bulunur. Bu faaliyetlerden üretilen veri, büyük veri analitiği ile derinlemesine incelendiğinde birçok fayda sağlar. İşte depo yönetiminde büyük veri analitiğinin bazı önemli avantajları:
Stok kontrolü ve ABC analizi, envanter yönetiminin temel yönlerindendir. Bu iki kavram, bir işletmenin ürünlerini, hammaddelerini ve diğer envanter öğelerini verimli ve maliyet etkin bir şekilde yönetmesine yardımcı olur.
RFID (Radio-Frequency Identification) teknolojisi, nesnelerin tanımlanması ve takip edilmesi için kullanılan bir teknolojidir. RFID etiketleri, bir anten ve bir çip içerir ve bu etiketler, RFID okuyucuları tarafından belirli bir frekansta okunabilir. RFID teknolojisinin kullanılmasının birçok avantajı vardır. İşte bazı nedenler:
RFID (Radio-Frequency Identification) teknolojisi, nesneleri tanımlamak ve izlemek için radyo dalgalarını kullanan bir teknolojidir. RFID etiketleri, bilgiyi depolar ve bu bilgi, bir RFID okuyucusu ile uzaktan sorgulandığında kablosuz olarak aktarılır. Depo yönetimi ve üretim süreçlerinde, RFID teknolojisinin benimsenmesi, süreçlerin otomasyonunu, verimliliğin artırılmasını ve hataların azaltılmasını sağlamaktadır.
Depo yönetimi sistemi (DYS) geçişi, bir kuruluşun depo ve envanter operasyonlarını daha verimli ve etkili bir şekilde yönetebilmesi için yeni bir sisteme geçiş yapmayı içerir. Bu tür bir proje, birçok farklı işlev ve süreci içerebilir. Bu nedenle, başarılı bir geçiş için etkili proje yönetimi esastır.
Depo yönetimi yazılımına (DYS) geçiş yapmadan önce, hem fiziksel hem de dijital altyapısal hazırlıklar yapılması gerekmektedir. İşte bu hazırlıklardan bazıları:
Yapay zeka (YZ) ve makine öğrenimi (MÖ), dijital dönüşüm sürecinin en önemli bileşenlerindendir. Bu teknolojiler, iş süreçlerini, hizmetleri ve ürünleri radikal bir şekilde dönüştürebilir, verimliliği artırabilir ve yeni iş modellerinin doğmasına olanak tanıyabilir. İşte YZ ve MÖ'nin dijital dönüşüm sürecine katkılarından bazıları:
Küçük işletmeler genellikle sınırlı kaynaklara sahip olduklarından, dijital dönüşümü etkin ve verimli bir şekilde gerçekleştirmek için stratejik bir yaklaşım benimsemeleri gerekmektedir. İşte bu süreci yönlendirebilecek bazı adımlar:
İşletmelerin dijital dönüşümünü stratejik bir şekilde planlaması için adım adım bir yaklaşım benimsemesi önemlidir. İşte bu süreci yönlendirmek için atılması gereken adımlar:
Kaizen yaklaşımı içerisinde kök neden analizi, bir problemi en temel seviyede çözmek için kullanılır.
Kök neden analizini gerçekleştirmek için birçok teknik bulunmaktadır. En popüler yöntemlerden biri "5 Neden" (5 Why) yöntemidir.