Tedarik Zinciri 4.0’ın kurumunuzu nasıl daha hızlı, esnek, detaylı, doğru ve etkin hale getireceğini öğrenin.
“Tedarik Zinciri 4.0 - Nesnelerin İnterneti uygulaması, gelişmiş robotik kullanımı ve gelişmiş büyük veri analitiklerinin tedarik zinciri yönetimine uygulanması: performansı ve müşteri memnuniyetini anlamlı düzeyde iyileştirmek için her şeye sensör yerleştirme, her yerde ağlar oluşturma, her şeyi otomasyona bağlama ve her şeyi analiz etme.”
Son otuz yılda lojistik ciddi değişimler yaşadı: satış veya üretim raporları sunarak üretim ve müşteriye ürün teslimiyle ilgilenen salt operasyon fonksiyonlarından bazı şirketlerde CSO - Baş Tedarik Zinciri Yöneticisi tarafından yönlendirilen bağımsız tedarik zinciri yönetimi fonksiyonlarına geçiş yaptı. Tedarik zinciri yönetimi fonksiyonlarına olan odak, birçok işletmede iş süreçleri olarak yer alan analitik talep planlama veya entegre S&OP gibi gelişmiş planlama süreçlerine kayarken operasyonel lojistik için genellikle üçüncü parti LSPler kullanıldı. Tedarik zinciri fonksiyonu, müşteriden tedarikçiye kadar entegre bir operasyon imkanı sunar.
Endüstri 4.0 bir bozulmaya yol açarak şirketlerin tedarik zinciri tasarımlarını yeniden düşünmelerini zorunlu kıldı. Geleneksel iş yapma şekillerini değiştiren çok sayıda teknoloji ortaya çıktı. Buna ek olarak mega trendler ve müşteri beklentileri de oyunu değiştirdi. Uyum sağlama ihtiyacına ek olarak tedarik zincirleri aynı zamanda yeni dijital tedarik zinciri iş modellerinden faydalanmak ve şirketlerini dijital tedarik zincirine dönüştürmek için bir sonraki operasyonel verimlilik aşamasına ulaşma fırsatını elde ettiler.
Tedarik zinciri yönetimi çok sayıda mega trendden etkilendi: daha önce hizmet almamış kırsal alanlarda devam eden bir büyüme söz konusu. Karbon emisyonlarını azaltma baskısı ve sosyoekonomik nedenlerden dolayı trafik regülasyonları, lojistik sektörünün karşılaştığı zorluklar arasında yer alıyor. Ancak değişen demografik özellikler aynı zamanda mevcut işgücünü azaltırken işgücü yaşı arttıkça ergonomik gereksinimleri de beraberinde getirdi.
Aynı zamanda müşteri beklentileri de artıyor. Geçen yılın online trendleri, siparişlerin daha detaylı hale gelmesiyle artan beklentilere yol açtı. Aynı zamanda SKU portföyünde güçlü bir büyümeye ve değişime neden olan bireyselleşme ve özelleşme trendleri ortaya çıktı. İnternetin yol açtığı şeffaflık ve nereden neyin alınacağına dair çok sayıda seçeneğe kolay ulaşılması, tedarik zincirleri arasındaki rekabeti arttırdı.
Bu trendlerden yola çıkarak ve değişen gereksinimlere uyum sağlamak amacıyla tedarik zincirleri daha hızlı, daha detaylı ve daha kesin olmaya ihtiyaç duyuyor.
Gelecek durum vizyonu
Tedarik zincirinin dijitalleşmesi şirketlerin yeni müşteri gereksinimleri, tedarik tarafındaki zorlukları ve verimlilik geliştirme konusundaki beklentileri ele almasına izin verdi. Dijitalleşme Tedarik Zinciri 4.0’ı getiriyor ve bu da...
Günümüz tedarik zincirlerinde Tedarik Zinciri 4.0 potansiyelini engelleyen çok sayıda dijital atık kaynağı bulunabilir. Atıkların kaynaklarını anlamak ve geleceğe yönelik atık azaltma/atıktan kaçınma çözümleri geliştirilmelidir. Dijital atık kaynakları üç şekilde sınıflandırılabilir:
1) Veri yakalama ve yönetimi. Genellikle mevcut veriler sistemde veri toplama, kağıtla veri toplama gibi manuel süreçlerle elde edilir ve düzenli olarak güncellenmez. Tedarikçi teslimat süreleri olarak girilen veriler bazen rastgele sayı olarak girilir ve bazen de yıllar boyunca değişmeden kalır. Depoculuğa dair başka bir örnek ise alınan ama iç süreçlere göre optimize edilmeyen gelişmiş gönderi bildirimleridir.
Bu örneklere ek olarak tedarik sorunlarını algılama gibi süreçleri iyileştirmek için hangi ek verilerden faydalanacağı genellikle açık değildir. Tedarikçinin teslimat süresi sürekli olarak artıyorsa planlayıcıları durumdan haberdar etmek için bir uyarı gönderilir ve erken aşamada tedarik sorunlarından kaçınmak mümkün olabilir. Mevcut sistemlerde bu işaret fark edilmez ve ayın sonunda daha düşük tedarikçi hizmet seviyesine yol açar. En kötü senaryoda bu sorun üretim hattı takviyesinde sorunlara ve operasyonel sorunlara yol açacaktır.
2) Entegre süreç optimizasyonu. Birçok şirket entegre planlama süreci uygulamaya başlamıştır ancak genellikle bunlar toplu halde yapılır ve mümkün olan en iyi planlama sonuçlarına ulaşmak için tüm veri kullanılmaz. Aynı zamanda otomatik olarak belirlenen planlama veya istatistiksel tahmin verilerin planlayıcılar tarafından manuel olarak yeniden yazıldığı gözlemlenmektedir. Özellikle de orta veya yüksek hızdaki hareketli parçalar için manuel yeniden yazmanın tahmin doğruluğu üzerindeki olumsuz etkisi olur. Şirket içi optimizasyonun yanı sıra şirketler arasındaki süreç optimizasyonundan henüz tam olarak faydalanılmamaktadır ve artan şeffaflığın yol açtığı gelişme potansiyelleri gerçekleştirilmemiştir.
Gelişmiş seviyede entegre süreç optimizasyonu için kurumsal düzen, yönetişim, süreçler ve teşvikler hem içeride hem de tedarik zinciri partnerleri arasında hizalanmalıdır.
3) İnsanların ve makinaların fiziksel süreç uygulaması. Günümüzde depoculuk, üretim hattı takviyeleri, ulaşım yönetimi genellikle içgüdüsel olarak yapılırken depodaki alım yollarını iyileştirme gibi konularda mevcut veriden faydalanılmaz. Depo operasyonları hala bir veya iki saatlik süreçler olarak ele alınır ve bu da yeni siparişlerin gerçek zamanlı dağıtılmasına veya dinamik yönlendirmeye izin vermez. Aynı zamanda Google Glass gibi giyilebilir cihazlar veya eksoskeleton gibi yeni cihazlardan faydalanılmaz.
Tedarik Zinciri 4.0, tedarik zinciri yönetimindeki tüm alanları etkiler. Ana Tedarik Zinciri 4.0 iyileştirmelerini yapılandırmak ve bunları altı temel değere yansıtmak için McKinsey Dijital Tedarik Zinciri Pusulasını (bir sonraki sayfadaki görsel) geliştirdik. Sonuçta iyileştirmeler hizmet, maliyet, sermaye ve çeviklik alanında değişime izin verir.
...
Kaynak: https://www.mckinsey.com/capabilities/operations/our-insights/supply-chain-40--the-next-generation-digital-supply-chain